28 Mart 2012 Çarşamba

Adam Olacak Çocuk #5 (Jordan Veretout)



Çok değil, bundan 12 sene evvel 2000-2001 Fransa Legue 1 şampiyonu Nantes, 2001-2002 de bayrağı 7 sene üst üste şampiyon olan Lyon'a devrettikten sonra tarihinin en kötü sezonlarını yaşadı... Şampiyonluktan sonraki 3-4 sezonda orta sıralar ve düşme hattı arasında mekik dokuyan kulüp, 2006-2007 de Fransa Legue 1'i sonuncu sırada bitirerek küme düştü... Didier Deschamps ve Marcel Desailly gibi Dünya Kupası kaldıran 2 Fransız efsanesi yetiştiren bu köklü kulüp, bugünlerde Legue 1 e çıkma mücadelesi verirken, aynı zamanda alt yapısından yetiştirdiği yıldız adaylarıylada dikkat çekiyor. Sezon başında Lionel Carole'u Benfica ya, Loic Nego yu da AS Roma ya satan Nantes, 2011-2012 sezonunda taraftar forumlarında "Yeni Jeremy Toulalan" olarak lanse edilen bir yeteneği Fransa Futboluna kazandırdı...

1993 yılında Fransa'nın kuzeybatısındaki Nantes şehrinde doğan Jordan Veretout, 9 yaşında Nantes alt yapısında futbol oynamaya başladı... takımının tüm alt yapı kategorilerinde forma giydikten sonra 2010-2011 sezonu öncesi Nantes ile Profesyonel sözleşme imzaladı. İlk sezonunda, Aurelien Capoue ve Stephane Darbion'un arkasında bekleyen Veretout, 2010-2011 sezonunun 36. haftasında Sedan deplasmanında 87. dakikada oyuna dahil olarak ilk profesyonel maçına çıktı. Kariyerindeki ilk sezonunu sadece 1 maçta 4 dakika oynayarak geçiren Jordan Veretout, 2011-2012 sezonunda Capoue'nin Boulogne ya, Darbion'un ise Yunanistanın Xanthi takımına transfer olmasıyla birlikte bir anda formayı sırtında buldu... Bu sezon takımıyla birlikte Legue 2 de 27 maça çıkıp 5 gol 3 asistle oynayan genç yıldız, sergilediği performansla Legue 1'in bir çok takımını peşine takmış durumda... Fransız basını PSG ve Marsilya'nın ilgilendiğini ama en ciddi girişimin Montpellier tarafından yapıldığını yazsada... Veretout Ocak 2012 de verdiği röportajında "Ben Loic Nego(AS Roma) ve Lionel Carol(Benfica) gibi takımdan genç ayrılmak istemiyorum, uzun bir süre daha Nantes forması giymek istiyorum" demişti...



Orta sahanın ortasında defansa dönük bir rol üstlenen Veretout, top tekniği,önsezisi ve yaratıcılığıyla tipik bir oyun kurucu... 19 yaşında olmasına rağmen güçlü fiziği ve savaşçı yapısıyla şimdiden Nantes taraftarının sevgilisi olmuş durumda. Genelde 3. bölgeye fazla hareketlenmeyen ve oyunun geri planında kalmayı tercih eden Veretout'un en zayıf özelliği ise güven sorunu yaşaması... Takım arkadaşlarına göre çok üstün bir tekniğe sahip olmasına rağmen sorumluluk almaktan kaçıyor ve top kaybı yaptığında panikleyip, aynı hatayı maç içinde bir çok kez tekrarlıyor.. Tabiki bir oyun kurucu için tecrube ile sabit hatalar yapması çok normal.. Buna rağmen hatalarından ders alıp sezon başındaki futbolunun üzerine koyarak ilerlemesi, Jordan Veretout'un iş ahlakı ve çalışma azminin üst düzey olduğunu gözler önüne seriyor.


Nantes-Le Havre maçında attığı gol...

17 Mart 2012 Cumartesi

90+ 1 Aşk...



Fransa 98'... 8 yaşındayım daha, bütün günümü yaz sıcağında abimle evde maç izleyerek geçiriyorum... Günde  3 maç yayınlanıyor,izliyoruz, ama yetmiyor... Günün kalan saatlerini Fransa 98' dergisindeki takım kadrolarını ezberleyerek geçiriyoruz, arada çeşitli atraksyonlar yapıp annemden, babamdan gizlice para yürütüp Dergimize futbolcu çıkartması almak için koşa koşa bakkala gidiyoruz :) Genelde aynı futbolcular çıkıyor paketlerin içinden, bilerek yapıyor tabi üreticileri, çıkmayan futbolcular daha fazla merak uyandırsın ve daha fazla çıkartma paketi satın alalım diye.. Çok da güzel işliyor taktikleri, günde en az 6-7 paket alıyoruz, bütün futbolcuları tamamlıyoruz. Bir kişi hariç...

 İspanya'nın Nijerya ya 3-2 yenildiği maçta 50-60 arası bir dakika... Spiker bizim suratını hiç görmediğimiz ama boyunu,kilosunu,yaşını ve adını(okuyabildiğimiz kadarıyla) bildiğimiz adamı anons etmeye başlıyor... "Kenarda 17 numaralı formasıyla Joseba Etxeberria(hoseba eççeberya) oyuna girmek için bekliyor..." surata bi bakıyoruz, sonra birbirimize bakıyoruz.. "Bu mu lan 21 yaşında ? En az 30'u var bunun" ... Aslında suratını ilk gördüğümde söylediklerim, Joseba Etxeberria'nın neden futbol dünyasında çok konuşulan bir isim olmadığının cevabıydı :) Henüz 20 li yaşlarda dökülmeye başlayan saçları, kırışıklarla dolu surat hatları ve gıdısı sarkmış olgun çehresiyle, olduğundan 10-15 yaş büyük gösteren bu adam 5 Eylül 1977 tarihinde İspanya'nın kuzeyi,Fransa'nın güneybatısındaki,Basklıların ilk yaşam alanı olarak bilinen 'Elgoibar' kasabasında doğmuştur... Bask bölgesinin en büyük iki takımından biri olan Real Sociedad da kariyerine başlayan Etxeberria, sadece 7 maç yaptıktan sonra o dönem 18 yaşın altında bir futbolcuya verilen en yüksek bonservis bedeli olan 3 Milyon € karşılığında hayallerinin takımına,Basklıların Milli Takımı olarak gördükleri Athletic Bilbao'ya transfer olmuştur...Transfer olduğu 95-96 sezonundan itibaren takımın değişmezlerinden olan Etxeberra, Athletic Bilbao'nun sezonu Barcelona'nın ardından 2. bitirdiği 97-98 sezonunun sonunda 11 gol atarak takımının en skorer ismi oluyor, ve henüz 21 yaşında, 12 sene boyunca gururla taşıyacağı kaptanlık pazubandını koluna geçiriyordu...

 Her geçen yıl futbolunu,ismiyle birlikte büyüttü Joseba Etxeberria... İspanya Milli Takımının değişmezlerinden oldu, 98 Dünya Kupası ve 2000-2004 Avrupa Şampiyonalarında yer aldı... 58 kez giydiği İspanya Milli Takımı formasıyla 12 gol attı, Dünya devlerini peşine dizdi, onlarca astronomik teklif aldı, ama hiç bir zaman çıkarmadı Athetic Bilbao formasını üzerinden... Doğduğu topraklara, ona sahip olduğu herşeyi kazandıran kulübüne hiç bir zaman ihanet etmedi... Tek bir kupa ile bile süsleyemedi görkemli kariyerini, oysa herkesin rüya takım Barcelona'yı konuştuğu 2008-2009 Sezonu Kral Kupası finalinden önce Athletic Bilbao Başkanı Fernando Garcia Macua "Kupayı Etxe'nin ellerinde görmek için hayatta sahip olduğum herşeyi feda edebilirim" demişti... Ekranları başında Barcelona'nın hezimetini izlemek isteyen milyonlarca Fahri Katalan'ın aksine Mestalla stadını dolduran binlerce Athletic Bilbao taraftarı, yıllar sonra kulübün müzesine girecek ilk kupadan çok, En Büyük Efsanelerinin, Joseba Etxeberria'nın ellerinde yükselen bir kupa görmek istiyorlardı...



 Maalesef nasip olmadı... Barcelona kupayı Athletic Bilbao'yu 4-1 yenerek kazandı... Maç sonunda Joseba Etxeberria herkesi sarsan açıklamayı yaptı... "2009-2010 sezonu sonunda futbolu bırakıyorum..." kimse inanamadı, henüz 31 yaşındaydı Etxeberria, ama en büyük "Şok" açıklamanın devamında geldi... "Son sezonumda   para almadan oynamak istiyorum, bugüne kadar hep Athletic Bilbao bana baktı, şimdi benim karşılıksız hizmet etme vaktim"...



 2009-2010 ayaktopu mevsimini,kendisinin deyimiyle 90+1'i 5 kuruş para almadan tamamladı Joseba Etxeberria, öyle 37 sinde kıçındaki kıllar kadayıf olduktan sonra "Artık beni kimse almaz,bari artislik yapıp beleşe oynayım" diyerek değil...32 yaşında, Dünyanın en fazla kazanan topçusu Ronaldo'nun oynadığı lig de oynarak hemde... "Artık şampiyonluklar yaşamak istiyorum" diye Chelsea ye imza atan Fernando Torres'e inat Tek bir kupa bile kazanamadan, 15 Mayıs 2010 da Deportivo maçının 72. dakikasında yerini Toquero ya bırakarak noktaladı kariyerini... Jubile maçında, onun hayranı olan 200 küçük çocukla karşı karşıya geldi Athletic Bilbao... Kucağında kızı ve bir demet çiçekle veda etti San Mames'in çimlerine...

Athletic Bilbao formasıyla son kez oyundan alınırken...Spiker bile ağlıyor...



5 Mart 2012 Pazartesi

Adam Olacak Çocuk #4 (Ciro Immobile)



  Juventus alt yapısı, İtalya futboluna kazandırdığı Marchisco,Criscito,Giovinco,De Ceglie gibi yaşları şimdilerde 27 yi bulan oyuncuların ardından uzun süredir etkinlik gösteremiyordu... Bunda 2006 yılındaki şike skandalının yarattığı mali kriz ve alt yapıya ayrılan bütçelerin düşürülmesi de önemli bir etkendi... Juventus Alt Yapısı uzun süreli suskunluğunu bu sene Pescara da harikalar yaratan Ciro Immobile ile bozmuş olsada, Juventus yönetimi devre arasında Immobile'yi Genoa ya satarak, taraftarlarnın hevesini kursağında bıraktı.. Alt yapıdan yetişen futbolculara karşı ayrı bir sempati besleyen Juventus taraftarı, forumlarda yönetimin izlediği politikayı sert dille eleştirirken, Immobile'nin mevcut kadrodaki bütün forvetler den daha iyi olduğu görüşünde birleşiyordu... Son yıllarda gol yollarında ciddi sıkıntılar yaşayan ve Amauri,Luca Toni,Quagliarella,Vucinic,Boriello,Matri gibi sansasyonel transferlerden istediği verimi alamayan Juventus'un, Immobile gibi Alt yapısından yetiştirdiği Komple bir forveti 8 Milyon € ya satması, taraftarların tepki göstermekte haksız olmadığını gösteriyor...

 Ciro Immobile 22 yaşında, 1,84 boyunda bir Santrafor... Sadece bitiriciliği ve pozisyon bilgisi ile değil, arkası dönük top kullanma,kafa hakimiyeti ve sprinter özelliğiyle Komple bir Santrafor... İlk profesyonel maçına 2008-2009 sezonunda Juventus-Bologna maçında oyunun son dakikasında oyuna dahil olarak çıkan Immobile, 2008-2009 ve 2009-2010 sezonlarında 3 maçta giydiği Juventus formasıyla sadece 40 dakika sahada kaldı...Trezeguet,Laquinta,Amauri ve Del Piero'nun olduğu takımda doğal olarak yer bulamayan Immobile 2010-2011 sezonunda Trezeguet'in satılmasıyla umutlansa da Toni,Matri,Quagliarella gibi transferlerin ardından Santrafor bolluğu nedeniyle Serie B ekibi Siena ya kiralık gönderildi... Siena da da bir türlü ilk 11 de forma şansı bulamayan Immobile, Siena formasını giydiği 20 maçın sadece 1 in de 90 dakika oynadı ve sezonu 2 golle tamamladı...2011-2012 sezonu öncesinde 21 yaşına gelen ve kariyerinde henüz hiç bir sıçrama kaydedemeyen Immobile den umutlar kesilmeye başlanmıştıki, Ülkemizde Fenerbahçe den tanıdığımız Zdenek Zeman'ın teknik drektörlüğe getirilmesiyle yepyeni bir yapılanmaya giden Pescara Ciro Immobile yi kiralık olarak renklerine bağladı...Zdenek Zeman, 15 yeni transferle yaş ortalaması 24 olan bir takım kurarak bir önceki sezonu 13. bitiren Pescara'yı 2011-2012 sezonu 28. hafta itibariyle 2. sıraya kadar yükseltti... Bu başarıdaki en büyük pay kuşkusuz sezon başında Juventus dan kiralanan Ciro İmmobile,Napoli den kiralanan 20 yaşındaki Lorenzo İnsigne ve Pescara'nın 31 yaşındaki emektar kaptanı Marco Sansovini ye ait... Pescara'nın hucum hattı ; sol açık da İnsigne,Sağ açıkta Sansovini ve en uçta İmmobile den oluşuyor.. Serie B nin en efektif hucum hattı olan bu üçlü, Pescara'nın bu sezon attığı 59 golün 42 sini kaydederek Serie B de 2. sezonunu geçiren ligin çaylak takımını en büyük Serie A adaylarından biri haline getirdi... Bu sezon 25 maçta kaydettiği 20 gol ile Serie B Gol Krallığında zirvede bulunan Ciro İmmobile ise Juventus da geçen kayıp sezonlarının ardından sezon sonunda Genoa ile tertemiz bir Serie A sayfası açmanın hayallerini kuruyor...


3 Mart 2012 Cumartesi

Adam Olacak Çocuk #3 (Sercan Sararer-Osuna)



İspanyol Anne ve Türk Baba'nın Almanya-Nürnberg doğumlu çocuğu olan Sercan Sararer futbola 1. FC Röthenbach takımında başlayıp 11 yaşında Greuther Fürth alt yapısına transfer oldu... 19 yaşına kadar Greuther Fürth'ün alt yapı kategorilerinde oynayan Sercan, A takım formasını ilk olarak 18 Ekim 2008 de takımının 1860 Munchen deplasmanında 3-1 kaybettiği karşılaşmada giydi.. Maçın son 13 dakikasında oyuna dahil olan Sercan bu maçtan sonra kadro rotasyonunda yer bulmaya başladı... 2008-2009 ve 2009-2010 sezonlarında Greuther Fürth II de zaman zaman oynamasının yanında, A takım ile Bundesliga II de 25 maça çıktı bu maçlarda 3 gol atıp 1 de asist yaptı... 2010-2011 sezonu Sercan için oldukça verimli geçti, oynadığı futbolla formayı kapan ve ilk 11 in değişmezlerinden olan futbolcu sezonu 27 maçta 7 gol 4 asistle noktaladı... Genelde Bundesliga II de orta sıralara oynayan Greuther Fürth 2010-2011'i Bundesliga ya yükselmek için Play-Off oynayan Bochum'un 4 puan arkasında 4. olarak bitirdi.. Bu sezon hedeflerini büyüten Greuther Fürth Bundesliga II de 50 puan ile lider durumda.. Takımın bu başarısındaki en önemli faktör şüphesiz ki Alt yapıdan yetişen Christopher Nöthe,Sercan Sararer,Stephan Schröck,Edgar Prib gibi oyuncuların her geçen gün olgunlaşan futbolları ve ortaya koydukları başarılı performans...

 Sercan Sararer aslen sağ açık oynuyor, ama orta sahanın solunda ve forvette de görev yapabiliyor... Teknik Drektör Michael Büskens, Leo Hass'ın takımdan ayrılmasından sonra Sercan'ı 'Serbest Adam' olarak oynatıyor... İkili mücadelelerde sürati ve çevikliğiyle dikkat çeken Sercan, hücumdaki yaratıcılığıyla 2011-2012 sezonunda takımının skor yükünü çeken oyuncu konumunda... çıktığı 24 maçta 7 gol atıp 10 asist yapan Sercan son dönemde Almanya ve Türkiye milli takım yetkililerini birbirine düşürmüştü :) İspanya,Almanya ve Türkiye olmak üzere 3 ülkenin vatandaşı konumundaki oyuncu henüz hiç bir Milli Takımın alt yapı kategorilerinde formasını giymedi... ama edindiğim son bilgilere göre Abdullah Avcı'nın gelişinden sonra Sercan üzerinde yoğun çaba harcanmış ve futbolcu önümüzdeki dönemde Türk Milli Takımı forması giyecek... Mesut Özil den sonra Türkiye ve Almanya arasındaki bu rekabette Sercan'ın ardından gelecek oyunculara örnek olmasını diliyorum...

Sercan'ın 2 asist,1 gol ile oynadığı Paderborn maçı


Sercan'ın 2 gol attığı VfL Bochum maçı


2 Mart 2012 Cuma

Adam Olacak Çocuk #2 (Érick 'El Cubo' Torres)



 Geçtiğimiz hafta Meksika ligin den ve Deportivo Guadalajara dan biraz bahsetmiştik. Son yıllarda Meksika futbolunun "Forvet" fabrikası haline gelen Guadalajara'nın 1993 doğumlu genç yeteneği Erick Torres, genç yaşına rağmen harika fiziği ve potansiyeliyle kulübün simge ismi olma yolunda...

2000 li yılların başında Guadalajara formasıyla harikalar yaratan ve Meksika Milli Takımının vazgeçilmezlerin den olan Omar Bravo, 2008-2009 sezonu başında 3.5 milyon € karşılığında La Liga ekiplerinden Deportivo La Coruna ile sözleşme imzalamış, başarısız geçen yarı sezonun ardından Tigres'e oradan da yetiştiği kulüp olan Guadalajara ya geri dönmüştü... Giderken 102 gol ile Guadalajara tarihinin en fazla gol atan ismi olan Omar Bravo döndükten sonra 2 sezonda çıktığı 41 karşılaşmada sadece 7 gol atarak hayal kırıklığı yarattı...Akabinde 2010-2011 Meksika Apertura liginin sona ermesiyle Guadalajara ve Omar Bravo'nun yolları ayrılmış, Bravo ABD Major Lig ekiplerinden Sporting Kansas City'e transfer olmuştu... Gol yollarında sıkıntı çeken ve Mali kriz de olan Guadalajara'nın imdadına yine Altyapısı yetişiyor ve sezon başında A takıma çıkartılan ve Apertura liginde sadece Monterrey maçında 78. dakikada Omar Bravo nun yerine giren Erick Torres bir anda formayı sırtında buluyordu... 100 küsür yıllık tarihiyle bir futbol ülkesi olan Meksika'nın en başarılı kulübü Guadalajara, her maç ortalama 30 bin seyirciye karşı oynuyor ve takımın gol yükü 17 yaşında bir çocuğun üzerine bırakılıyor, Normal Şartlarda yetenekli bile olsa harcanmaya müsait bir ortamda formayı sırtında bulan Erick Torres sadece yeteneğiyle değil,soğukkanlılığı ve baskıyı kaldırabilen güçlü karakteriyle taraftarın sevgilisi olmayı başardı... Öyle ki Clausura da çıktığı 15 maçta 6 gol atıp 5 asist yapan 17 yaşındaki yıldız oyuncu,2011-2012 Apertura Ligin de çıktığı 10 maçta 5 gol atarak başarısının tesadüf olmadığını gösteriyordu...

 Erick Torres ; 1,80 boyunda sağ ayaklı bir santrafor. kafa toplarındaki hakimiyeti muazzam,uzun boyuna rağmen bileklerine hakim ve de oldukça teknik..Şimdilik sert şutlarda etkisiz olsada 'Golcü Vuruşu' dediğimiz öldürücü vuruşlarda çok başarılı, Fizik gücü 19 yaşında bir oyuncuya göre gayet iyi olsada Avrupa standartlarına ve Türkiye ligine göre zayıf, ama gelişime müsait... Erick Torres'i değerli kılan en önemli özelliği ise doğuştan gelen bir yetenek olan 'Golcü İçgüdüsü'... takımı hucumdayken nerede durması gerektiğini ve savunmadan dönen topun nereye sekeceğini çok iyi seziyor ve genellikle o bölgede topla buluşuyor... Erick Torres önümüzdeki 10 yıl adından söz ettirecek potansiyelde bir Santrafor... Guadalajara'nın mali durumundan faydalanmak isteyen bir takım raici 3-4 milyon € arasında oyuncuyu transfer edebilir.. Ben de bu takımın Trabzonspor olmasını diliyor ve yazımı noktalıyorum :)