12 Eylül 2013 Perşembe

İsviçre de Venezuela ateşi : Josef Martinez - Alexander Gonzalez



Çok uzun zaman oldu birşeyler karalamayalı... 1 sene evvel bu işi profesyonel olarak yapmaya başladığımda bırakmıştım yazmayı, malum artık gözümüzün takıldığı oyuncuları kendimize saklama vakti gelmişti :) ... sağolsun Efe Abi (Wajda) blogu o kadar güzel idare ettiki birbirinden leziz meksika yazılarıyla burayı canlı tuttu :) benimde direncim buraya kadarmış, bu kadar özel oyuncuları izleyipte hakkında iki kelam etmemek olmazdı haliyle :)

 Venezuela, ara sıra avrupaya sunduğu kalbur üstü oyuncular haricinde dünya futbolunda söz sahibi olamamış bir güney amerika ülkesi..Güney Amerikanın en kuzeyinde yer alan bu fakir topraklarda yetişmiş en büyük futbolcunun, kariyerinin başında olan genç santrafor Salomon Rondon'un alacak çok yolu olduğunu varsayarsak,  faal futbol yaşamını Monchengladbach da sürdüren Juan Arango olduğunu söyleyebiliriz... Ülkemize rekor bonservisle gelip hayal kırıklığı yaratan Daniel Guiza yı La Liga gol kralı yapan bu muazzam 10 numara, tarihin gördüğü en underrated futbolculardan biri diyebiliriz.. Oynadığı takımların hucum organizasyonunu yöneten, öldürücü duran toplarının yanı sıra gizli skorerliğiyle de Avrupanın kalbur üstü liglerinde hatırı sayılır gol ortalamaları tutturan Arango nun adı Mallorca dan ayrıldığı dönem Trabzonspor la anılsa da maalesef transfer gerçekleşmemişti... bu muazzam 10 numarayı Trabzonspor formasıyla izleyememek hep içimde uhte kalmıştır... Neyse konuyu fazla uzatmadan yazının ana kahramanlarına geçelim...



  2011-2012 sezonunun devre arasında isviçrenin futbolcu fabrikası takımı Young Boys Venezuela'nın kendisiyle aynı misyonu üstlenen Caracas takımından 2 tane oyuncu transfer etti... Ofansif orta sahanın 3 bölgesinde de oynayabilen Josef Martinez ve Sağ Kanat orjinli sağ bek oyuncusu Alexander Gonzalez... Bu iki oyuncunun menajerliğini yapan Venezuela lı Sebastian Cano, ülkesinin basınına verdiği bir roportajında oyuncularının Venezuela futbolunun çıkardığı ilk Dünya Çapında potansiyeli olan oyuncular olduğunu üstüne basa basa vurguluyordu... oyuncuların isviçre günleri pek parlak başlamadı... Geldiği gibi formayı sırtında bulan 18 yaşındaki Josef, Avrupa futbolunun temposuna alışmakta zorluk çekti, fizik olarakta cılız kalınca çıktığı 11 maçta sadece 1 asist yaparak ve sezonun son maçlarını kulübede geçirerek sezonu noktaladı.. Martinez den 1 yaş büyük olan Alexander daha hazır bir görüntü çizerek sezonun son maçlarında formayı kaptı ve 6 maç 1 gol 1 asistlik sağ bek performansıyla umut verdi... Ama savunmadaki zaafları henüz ilk 11 için yeterli olmadığını gösteriyordu...




 Avrupaya alışma evresini sancılı atlatan bu genç Güney Amerikalılar 2012-2013 sezonuna da pek iyi başlayamadılar.. Sezonun genelinde Costanzo,Farnerud ve Mayuka'nın gerisinde kalan Josef, genelde Young Boys 2. takımında forma giydi.. Çoğunlukla son dakikalarda dahil olduğu A takım maçlarında ise 8 maçta 1 gol 1 asistlik performans sergiledi.. Ama Young Boys 2. takımında 11 maçta attığı 18 golle kumaşının ne kadar sağlam olduğunu ve gelecekte neler yapabileceğinin sinyallerini verdi.. Josef'in aksine Alexander Gonzalez A takımın jokeri olarak geçirdi geçtiğimiz sezonu.. Sağ bek,sağ kanat, ofansif orta saha olarak oynadığı ve genelde sonradan oyuna dahil olduğu sezonu 21 maç 1 gol 1 asistlik performansla noktaladı.. Genç Venezuelalılar artık 1.5 sezondur avrupadaydı ve 2013-2014 sezonu onlar için çıkış sezonuydu..

 Nitekim öyle de oldu.. Yeni sezonda Josef Martinez Thun'a, Alexander Gonzalez de Aarau ya kiralık olarak gönderildi.. 7 haftanın geride kaldığı İsviçre Raiffeisen Super League de en çok konuşulan isimlerin başını çekiyorlar şu sıralar.. Josef Martinez geride kalan 7 haftada 7 maçta 6 gol 2 asistle oynarken, Alexander Gonzalez ise sağ bek de 7 maçta 3 asistlik performans sergiliyor.. Uzun zaman sonra beni bu kadar heycanlandıran bu iki oyuncunun genel özelliklerinden kısaca bahsetmek istiyorum sizlere...





  Josef Martinez 19 Mayıs 1993 doğumlu.. Ülkesinin alt yaş kategorilerinin tamamında forma giyen oyuncu ilk olarak 2010-2011 sezonunun sonlarına doğru Caracas formasıyla Libertodores kupasında sergilediği başarılı performansla Güney Amerika da adını duyurdu.. Henüz 17 yaşında 5 Libertadores maçına çıkan ve 1 gol 1 asistlik performans sergileyen bu saf yeteneğin önümüzdeki yıllarda dünyanın ağzı açık izleyeceği bir süperstar'a dönüşeceğini düşünüyorum.. Martinez 1.70 boyunda ve ufak tefek, eskiden dokundunmu düşen, şimdilerde durdurulması zor bir sprinter forvet oyuncusuna evrilmiş durumda.. İki ayağınıda inanılmaz hakim, motorik özellikleri inanılmaz.. topu ayağına aldığı anda yakalaması imkansız,rakipleri için sinir bozucu, izleyenler için keyif veren bir oyuncuya dönüşüyor.. Top hakimiyeti, oyun görüşü ve 3. bölgede her an kaleyi yoklamayı düşünen güçlü sağ ayağıyla günümüzün Aguero,Tevez,Luis Suarez tarzı güney amerikalı süperstarlarına çok benziyor.. Cılız fiziğine rağmen sert ve isabetli şutları onu doğuştan golcü yapan en önemli özelliği.. Öyleki yazımın sonunda sizlere sunacağım video da izleyeceğiniz her gol ayrı güzellikte.. Çünkü bu adam güzel olmayan gol atamıyor :) Bu bir övgü değil aslında, çünkü Martinez gerçekten birebirde etkisiz, ve ceza sahası içindeki kolay golleri ağlarla buluşturamıyor.. Bunun büyük bir kayıp olmadığını düşünmüyorum çünkü potansiyeline bakarsak, tecrubeyle sabit gelişebilecek bir özellik.. Martinez'in en önemli özelliklerinden biri de 1.70 lik boyuna rağmen inanılmaz sıçrama yeteneği ve isabetli kafa vuruşları.. Bu özelliği onun ebatlarında dünyadaki herhangi bir futbolcuda bulmak çok zordur.. İlk dönemlerinde temposuz,oyunun belli bölümlerinde kopuk oyunuyla istikrarsız görüntü çizse de bu sezon bunu da aştığını görebiliyoruz.. Oyunun her alanında etkili olmasada hızlı bir gelişim gösteriyor ve açıklarını kapatıyor.. Kısacası Josef Martinez 3. bölgede ortalığı karıştıran bir sprinter forvet olmanın yanı sıra her yeriyle gol vuruşu yapabilen bir doğuştan golcü.. Bir futbolcuda olması gereken fundamental özelliklerin neredeyse hepsine sahip, ve tek yapması gereken bunları geliştirmek.. Dediğim gibi, 2-3 sene sonra dünyanın konuşacağı bir süperyıldıza dönüşmesi sürpriz olmaz..



 Gelelim Alexander Gonzalez'e.. 13 Eylül 1992 Doğumlu genç sağ bek kader arkadaşı Josef gibi 2010-2011 sezonunda Libertadores kupasında ün yaptı.. Caracas formasıyla 6 maça çıkan Gonzalez 18 yaşında avrupanın radarına girdi.. Young Boys da Josef'e göre daha hazır bir görüntü sergileyen Gonzalez 1.77 boyunda, Bir bek oyuncusuna göre ideal bir fiziğe sahip.. İlk dönemlerinde gereksiz hucum çıkışları ve yerini kaybetmesi muazzam hucum varyasyonlarını gölgede bıraksa da bu sezon bu sıkıntıyı aşmış görünüyor.. Gerek Milli Takımda gerekse kulüp takımında düzenli 11 oyuncusuna dönüşen Alexander Gonzalez, savunmada çabuk ve yerinde müdahaleleri, doğru zamanlarda yaptığı kanat bindirmeleri üst düzey top saklama yeteneğiyle adından sıkça söz ettireceğe benziyor.. Çok çabuk ve konsantrasyonu üst düzey bir oyuncu olan Gonzalez, bir savunma oyuncusuna göre iyi bir oyun görüşüne ve tekniğe sahip.. Bu sezon 7 maçta yaptığı 3 asist bir bek oyuncusu için müthiş bir istatistik.. Zaten hep var olan hucum etkinliğine bu sezon eklediği defansif müdahaleleri onu mevkisinin gelecekteki en büyük oyuncularından biri saymamız için yeterli oluyor.. Gonzalez'i 2-3 sene içerisinde Avrupanın kalbur üstü liglerinde büyük bir oyuncu olarak göreceğimizden şüphem yok..

Josef Martinez : https://www.dropbox.com/s/7q3eioq5rgc3rru/JosefMartinez.mp4

Alexander Gonzalez : https://www.dropbox.com/s/45k8wfsu5mstt9i/AlexGonzales.mp4

28 Temmuz 2013 Pazar

Lanet Gerçekten Var mı?


Geçen aylarda aslında yazacaktım ama zamansızlıktan dolayı biraz erteledim.Clausura 2013 finalinde Cruz Azul,Club America’ya karşı ikinci maçın 88.dksında 1-0 önde iken (toplamda 2-0) önce 10 kişi kalan rakibine karşı beraberlik golü yiyip,uzatmalarda da kaleci Moises Munoz’dan galibiyet golü gelip maç uzatmaya gitti.Penaltılarda da Club America 2013 Clausura şampiyonu olunca,Meksikalılar’ın inandığı meşhur Cruz Azul-Leon laneti gerçek galiba diye düşündüm.

Kasedi biraz geri alırsak,tarih 1997..97 Invierno finalinde ülkenin 7 ve 5 şampiyonlukla en başarılı üçüncü ve dördüncü takımı  Cruz Azul ile Leon karşı karşıya geliyor.4 Aralık 1997’de ilk maçta Cruz Azul ,şu anda Chivas’ı çalıştıran Benjamin Galindo’nun golü ile 1-0 kazanarak rövanşa gidiyor.

Rövanş 7 Aralık 1997’de.Her Latin ülkesinde göreceğiniz çılgınlık,heyecan ve aksiyon tribünlerde gırla gidiyor.Nou Camp Stadı’nda Leon,çok iyi oynuyor.Bir şeyler olacağı belli oluyor aslında.Zira ilk maçın da gol dakikası olan 53.dk’da Leon’dan Missael Espinoza durumu 1-0 yaparak maçı uzatmaya taşıyor.Uzatma başlarken ,4.hakem tabelayı kaldırıyor ve Cruz Azul’da Omar Rodriguez’in yerine Carlos Hermosillo oyuna giriyor.1.88 boyundaki Carlos Hermosillo aslında bir Cruz Azul efsanesi.Cruz Azul için 215 maçta 173 gol atmış,içlerinde America ve Chivas gibi takımların da bulunduğu 7 takımda 279 gole ulaşmış tam bir gol makinesi olarak kabul ediliyor.

Filmin koptuğu an ise uzatmaların 14.dakikası.Sol taraftan top ceza sahası çizgisine yakın Juan Palencia’ya geliyor.O top ceza sahasına ortaladığında Leon’un 27 numarası –oyuna sonradan giren-Carlos Lopez topa kafası ile dokunarak kaleci Angel David Comizzo’nun boşa çıkmasına neden oluyor.Commizzo’da boşa çıkıp, Carlos Hermosillo’ya direkt toslayınca,hakem penaltıyı gösteriyor.

Arkasından her maçta olan itirazlar başlıyor.O sırada suratı kan içinde olan Hermosillo kenara gidip,tedavi yaptırıyor ama nafile kan durmuyor.O zamanlar oyuncuların kanlarını durdurmadan sahaya dönmelerini engelleyen kural daha çıkmamış.O şekilde Hermosillo gelip penaltıyı atıp,skoru 1-1’e getiriyor ve toplamda 2-1 ile Cruz Azul’u şampiyon yapıyor.Videosu burada…



O zamanlar Hermosillo’nun bu penaltıyı tedavisi bitmeden atılmasının üzerinde durulmuyor ama Cruz Azul son şampiyonluğunu aldığı 1997 Inverno’dan beri tam 5 lig ,2 Concacaf ve 1 Libertadores finalini akla hayale gelmeyecek şekillerde çoğu son dakikalarda  kaybedip, şampiyon olamıyor(Bu sene aldıkları Copa Mexico hariç) ve Leon yıllarca alt ligde sürünüyor.O tarihe kadar 3 şampiyonluğu olan Toluca 7 şampiyonluk daha alıp Azul’u geçerken Pumas’da 4 şampiyonluk alıp Azul’un dibine geliyor. Taraftarlar arasında da bir lanet geyiği gidiyor.Maça kanla devam etmenin iki takımı lanetlediğine inanıp,iki takım arasında bir final daha oynanıp,bu final kansız bitmedikçe bu lanet kalkmaz diyorlar.


İlginçtir ilk maçta golü atan  Benjamin Galindo, Cruz Azul’un başına geçip iki final kaybederken,kariyerindeki tek şampiyonluğu ise Santos Laguna’nın başında iken Cruz Azul’a karşı alıyor.

18 Haziran 2013 Salı


         MEKSİKA VE ÇÖZÜMLER



İtalya maçında fazlası ile rakibin oyununa konsantre olmuş bir Meksika izledik.Pirlo ve Monto livio gibi oyuncuların yaratıcılıkları ve pas becerilerini kontrol etmek için Torrado ve Zavala gibi oyuncularla başlamak belki doğru idi ama Meksika kendi doğrularından uzaklaştı.

Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere ,Meksika geçen yıl çok verimli bir 4-2-3-1 taktiği oynuyordu ve kadro yapısına da baktığımızda elde bu sistemi uygulayacak hem kadroda bulunan hem de dışarıda bırakılan oyuncu sayısı bir hayli fazla.Aslında İtalya'ya karşı da bu sistemle başlandı ama Gio'nun müthiş formuna ve uzun süredir kendisinden görmediğimiz efektif top taşıma ve pres özelliklerine rağmen özellikle ikinci yarıda girilen pozisyon yoktu.

De La Torre gene kendi doğrusu ile yola çıkarak,belki de -ikinci ligde de olsa İspanya havası solumuş- Villarealli Javier Aquino ile maça çıkmayı tercih etti.Maçın ilk 10 dksından sonra Aquino'nun ne ileride ne geride bu seviyenin oyuncusu olmaktan uzak olduğu görüldü.Zaten 6 aylık bir parlama ile milli takım düzeyine ulaşan sağ bek Flores'in de yetersizliği eklenince İtalya kendi solundan maden bularak burayı işledi.Bunun dışında ikinci golde de hatası olan kaptan Maza'nın da kendinden beklenmeyecek bir performans göstermesi nedeni ile ,Meksika'yı defans açısından beklediğimin uzağında buldum.



Orta sahada iki çıpa görevlerini yaptılar.En azından verilen görevlerini ama ön tarafa destek konusunda tamamen sınıfta kaldılar.Meksika'da Gio ve Guardado'nun oyunda olması tek olumlu taraftı.Hernandez'de arkasındaki oyuncular ne kadar etkinse o kadar etkindi.Maç boyunca tek taraftan gelen akınlar nedeni ile İtalya defansı onun defans arkasına yapacağı koşuları kontrol etti.

Brezilya maçına gelirsek,De La Torre'nin sistemden vazgeçmesi gerektiğini düşünmüyorum.Bununla beraber içeride bir takım değişiklikler yapması lazım.Örneğin İtalya maçının ikinci yarısında oyuna giren Mier,sağ tarafı defansif özelliğinin de yüksek olması nedeni ile iyi savundu.Kaldı ki Olimpiyat şampiyonu takımın da tandem oyuncularından biri idi ve Monterrey'de lokal ve uluslararası çok maç oynuyor.Porto'nun bu sene transfer  ettiği Reyes sene boyunca America'da ,takım kaptanı Maza ile defansta yer aldı.Onu düşünebilir.

Öte yandan takımın esas sorunu ileriye gitmek olduğundan,öncelikle bu maçta Aquino^yu tercih edeceğini düşünmüyorum.Muhtemelen Barrera'yı orada bu sefer izleyebileceğiz.Ayrıca bu hafta Porto'ya imza atması beklenen Hector Herrera'da Brezilya  takımına sorun yaratabilecek bir oyuncu ki,o da olimpiyat şampiyonu takımda finalde özellikle sağ taraftan çok sorun yaratmış ve Peralta'nın golünde asist yapmıştı

Meksika en son özel maçta Brezilyaı 2-0 yenerken bu kadro ile oynamıştı.Corona, Meza, Maza, Moreno, Nillo;Salcido,Zavala,Barrera,Gio,Guardado;Hernandez

Biraz tecrübeli,biraz genç..Meksika'nın elinde sorun kadar çözüm de var

14 Haziran 2013 Cuma

Konfederasyon Kupası ve Meksika'nın Son Durumu





Geçtiğimiz yıl bu zamanlar hem Toulon'daki turnuvayı kazanan ,ardından da Olimpiyat finalinde Brezilya'yı yenerek şampiyon olan Meksika'da Dünya Kupası öncesi en prestijli turnuvalardan olan Konfederasyon Kupası öncesi işler çok yolunda değil.

U-20 değerlendirmemizi sonraya bırakacak olursak,milli takım 2013 yılında adeta kabus gibi sonuçlar alıyor.Öyle ki geçen yıl bu zamanlar methiyeler düzülen T.D Jose Manuel De La Torre'nin koltuğunun ciddi olarak sallantıda olduğunu eklemek lazım.Sallantıda olan hoca Meksika'nın başında çıktığı 37 maçta sadece 3 kere yenilmiş olmasına rağmen..Peki sorun ne?

De La Torre'nin oyun sistemi çok sağlam iki orta saha oyuncusunun yanında kanatlarda tabiri caizse akan tarzda kanat oyuncularının topları taşıması üzerine kuruludur.Yani bu kanat oyuncular aynı zamanda içeriye de girerek yeri geldiğinde ileri uçtaki forveti (Çoğunlukla Javier Hernandez) üçlerler.Orta saha oyuncularından bahsettiğim sağlam ikili topa iyi baskı yapar ve önlerindeki üçüncü oyuncu ise ikili ile ön taraf arasında köprü olur.Yani kabaca 4-2-3-1 tarzı bir oyuun sistemini benimser.

Biraz daha detaya girmek gerekirse De La Torre'nin 2008-2010 yılları arasında fırtına gibi esen Toluca takımında da sağlam ikili Romangoli ve Rios önlerinde Sinha ,kanatlarda Calderon,Marin ya da Esquivel ve en önde Mancilla dizilişi bulunurdu .Yani bu sistem De La Torre'nin imzası gibidir.



2013'e geldiğimizde özellikle DK elemelerinde alınan kötü sonuçlar ve gol yollarında yaşanan sorunlar sebebi ile basın ve taraftarında baskısı ile sade bir 4-4-2'ye dönme denemeleri de yapıldı.Bu dönüşler işe yaramadığı gibi olumsuz sesler de arttı.Öyle ki takımj 2013'te  DKE dördüncü tur maçlarında sahasında oynadığı 3 maçı da 0-0 bitirirken,oynadığı 9 maçta sadece Jamaika'yı yenebildi.

Konfederasyon Kupası öncesi De La Torre ne yapmalı?İlk maç pazar İtalya'ya karşı ve eldeki kadroya baktığımızda ne yapabileceğini kestirmek çok zor değil.Kale ve defans tarafında sorun yaşamayacaklardır.Ellerinde birbirinin alternatifi olacak genç ve tecrübeli oyunculardan oluşan bir blok var.Her mevkiinin en az iki alternatifi bulunuyor.Problem orta sahanın nasıl oluşturulacağı ve forvetin ikili mi yoksa tekli mi olacağı..

Geçen haftaya dönersek Azteca'da 0-0 kalınan Kosta Rika maçında bahsettiğim baskı ile 4-4-2 düzeni ile çıktı.Genelde tercih ettiği Torrado ve Zavala ikilisini bozup,daha teknik olan Hector Herrera'yı tercih edip,Torradoyu kulübeye çekti.Kanatlarda Barrera ve Guardado ile ileride Hernandez -De Nigris ikilisine yer verdi.Buna rağmen takım pozisyon bulmakta oldukça zorlanırken,ikinci yarı yaptığı değişiklikler de bu sistemi bozmadı.Bir anlamda bence bu sistemin takıma uymadığını göstermek istedi.

Muhtemelen İtalya maçında defansı kenara bırakırsak ,İtalyaya karşı Zavala ve Torrado ile beraber defans hattında Flores-Moreno-Maza-Salcido(Nillo) 4'lüsü ile sağlam oynamaya bakacak.Benim düşüncem solda Dos Santos -ki uzun zamandır ilk defa düzenli oynama emareleri gösterdi- ve sağda sakatlıktan döndükten sonra Cruz Azulda çok formda dönen ve benimde çok beğendiğim Barrera olabilir.Forvet hattında banko Hernandez ve yanında America'da bu sezon asistleri ile dikkat çeken ve fizik avantajı ile de İtalyan defansı ile mücadele edebilecek Jimenez olmalı.De Nigris fizik olarak Jimeneze benzer olmasına rağmen bence fazla kırılgan.De La Torre'nin diğer planı ise Hernanadez'i tek forvet bırakıp arkasına Guardado ya da Hererrayı koymak olur.Kanatta ise Barrera'nın her iki senaryoda da yeri garanti

Unutmamak lazım ki Meksika bu tarz turnuvalarda oldukça tecrübeli ve dünya devlerine karşı iyi sonuçlar alabilen de bir takım.Bu turnuva aslında bir anlamda Olimpiyat sonrası geçen süre de Meksika'nın Dünya Kupasında iddialı olabilecek hedeflerine ne kadar yakın olduğunu gösterecek.Kaldı ki Marco Fabian De La Mora gibi bir oyuncu bile bu kadroya giremiyor.Carlos Vela gibi yıllar sonra fırtına gibi sezon geçiren bir oyuncu da dışarıda kaldı.

26 Nisan 2013 Cuma

Haziran 2012'de Trabzonspor'a Önerdiğim İsimler...


Florentin Pogba




Takım : Sedan (Fransa Ligue 2)
Uyruk : Gine-Fransa
Yaş : 21
Mevki : Sol Stoper,Sol Bek
Tahmini Değer : 2-3 Milyon € (500 Bin € ya St.Etienne'e gitti)

 Florentin Pogba 1.88 boyunda Sol ayaklı bir Sol bek ve Sol stoper..Bu sezon ligue 2 yi 4. sırada bitiren Sedan'ın en etkili ismiydi.. Sezonun ilk yarısında Asıl Mevkisi olan Sol Bek pozisyonunda başarılı bir oyun sergiledi. Devre arasında Sedan'ın stoper'i Wesley Loutoa'nın Ligue 1 ekibi Lorient'e transfer olmasıyla 2. yarının tamamında Sol Stoper oynadı.. Herkes ön yargılı baksada, Florentin Pogba Sol Stoper de de iyi iş çıkarttı.. Pozitif Özellikleri -Hem Sol Bek hem de Sol Stoper olarak oynayabilmesi -Hava toplarında hakimiyeti -Üst düzey pozisyon bilgisi ve oyun içi konsantrasyonu -İsabetli uzun topları Negatif Özellikleri -Sağ ayağını neredeyse hiç kullanamaması -Uzun boyunun dezavantajıyla ortalama bir hıza sahip olması

 Vegard Forren







Takım : Molde FK (Norveç Tippeligaen)
Uyruk : Norveç 
Yaş : 24 
Mevki : Sol Stoper 
Tahmini Değer : 3-4 Milyon € (4.750 bin € ya Southampton'a gitti) 

 Vegard Forren 1.86 boyunda sol ayaklı bir stoper.. Geçen sene Norveç liginde tarihinde ilk kez şampiyonluğa ulaşan Molde savunmasının mihenk taşıydı.. Bu sezon da geride kalan 12 hafta itibariyle lider durumda olan Molde'nin en başarılı oyuncularından biri..Avrupa takımlarının da kıskacında olan Forren'in, Trabzonspor savunması için alınabilecek en doğru isim olduğunu düşünüyorum.. Çünkü Egemen den sonra eksikliğini hissettiğimiz “Süpürücü Stoper” tanımının hakkını veren bir oyuncu.. Pozitif Özellikleri -Bir stopere göre üst düzey tekniği ve oyun kurma becerisi -Rakibi karşılamanın aksine,Rakibe yapışarak çabuk müdahale yapmayı seven savaşçı yapısı -İlk müdahale den sonra oyundan düşmeden, 2. müdahaleyi yapmaya çalışan Çabuk ve hamleli stoper olması.. Negatif Özellikleri -Hava toplarında ortalama bir becerisi olması -Çok nadir top kaptırıp,hata yapmasına rağmen.. Garanti oyunu sevmeyen cesur yapısı.. 

 Dimitrios Siovas






Takım : Panionios (Yunanistan Süper Lig) 
Uyruk : Yunanistan 
Yaş : 23 
Mevki : Stoper 
Tahmini Değer : Bedava (Bedavaya Olympiakos'a gitti) 

 Dimitrios Siovas 1.91 boyunda sağ ayaklı bir stoper.. Siovas, Forren'in aksine statik bir stoper.. Son 2 sezonda çok iyi bir çıkış yakalayan Siovas, AEK ve Panatinaikos'un yakın takibinde.. Pozitif Özellikleri -Hava topu hakimiyeti -Üstün fizik gücü ve vucut yapısı -Bir stopere göre üst düzey top tekniği -Pozisyon bilgisi, ve kayarak müdahaledeki ustalığı Negatif Özellikleri -Boyunun getirdiği dezavantaj ile ağır olması 

 Omar El Kaddouri



Takım : Brescia (İtalya Serie B) 
Uyruk : Fas-Belçika 
Yaş : 21 
Mevki : Çift yönlü orta saha 
Tahmini Değer : 3-4 Milyon € (2 Milyon € ya Napoli ye gitti) 

 El Kaddouri 1.87 boyunda, oyunun iki yönünüde oynayabilen bir orta saha oyuncusu.. Son iki sezondur Brescia takımını orkestra şefi gibi yöneten El Kaddouri'nin Selçuk İnan dan sonra Defan-Hucum arasındaki kopukluğu sağlayacak oyuncu olduğuna inanıyorum.. Pozitif Yönleri -Yüksek top tekniği,iki ayağınıda etkin biçimde kullanabilmesi -Yüksek pas isabet yüzdesi -Mükemmel fiziğiyle savunmadaki etkinliği -Hızı,Çevikliği,Oyun Zekası ile hucumda tam bir takım lideri Negatif Yönleri -Oyun içi konsantrasyonunu 90 dakikaya yayamaması (Colman gibi) 

 Daniel Tözser



Takım : Genk (Belçika Jupiler Pro Lig) 
Uyruk : Macaristan 
Yaş : 27 
Mevki : Orta Saha Orta 
Tahmini Değer : Bedava (Bedavaya Genoa ya gitti) 

 Daniel Tözser yazdığım oyuncular arasında en garanti seçim.. istikrar abidesi olan oyuncu son iki sezonda 19 asist yapıp 7 gol attı.. Her zaman belli bir standartı olan ve belçikanın en iyi orta sahalarından biri olan Tözser, Artık Genk den ayrılmak istediğini geçtiğimiz sezonun ortasında verdiği roportajında söylemişti.. Pozitif Özellikleri -Oyun görüşü ve mükemmel uzun pasları -Fizik gücü ve defansif etkinliği -Duran toplardaki etkinliği -Uzaktan sert ve isabetli şutları -Sorunsuz,problemsiz,düzgün karakterli olması Negatif Özellikleri -Rakibe kontrolsüz müdahalelerde bulunması -Ortalama top tekniği,ortalama sürati 

 Sebastian Ubilla



Takım : Santiago Wanderers (Şili Premier Division) 
Uyruk : Şili 
Yaş : 21 
Mevki : Sol Açık – Ofansif Orta Saha - Serbest Adam 
Tahmini Değer : 1-2 Milyon € (1.250 bin € ya Uni. de Chile ye gitti)

 Şili açılış liginde bu sezon 15 maçta 11 gol kaydeden Sebastian Ubilla, son dönemde Şili milli takımınada çağrılıyor.. Şili futbolunun geleceği olarak görülen futbolcunun,Jaja dan sonra Trabzonspor'un hucumdaki yaratıcılığı ve adam eksiltme sorununu ortadan kaldıracağını düşünüyorum.. Pozitif Özellikleri -Top tekniği,hızı ve çevikliği -Çalım atma ve adam eksiltme becerisi -Dikine oynayan,sürekli gol atmayı düşünen bir yapısı olması -Bitmek bilmeyen enerjisi,hırsı ve maç içi konsantrasyonu -Etkili hucum presi Negatif Özellikleri -Sürekli dikine oynamasının dezavantajı olarak yaptığı top kayıpları -Son vuruşlardaki ortalama becerisi 

 Christian Benteke



Takım : Genk (Belçika Jupiler Lig) 
Uyruk : Belçika-Kongo 
Yaş : 21 
Mevki : Pivot Santrafor 
Tahmini Değer : 4-5 Milyon € (8.8 Milyon € ya Aston Villa ya gitti)

 1.91 boyunda bir pivot santrafor olan Benteke, bu sezon Genk formasıyla 10 gol 5 asistlik performans gösterdi.. Potansiyeli çok yüksek olan oyuncunun, güçlü fiziği ve hava topu hakimiyetiyle ligimizde çok iyi işler yapacağını düşünüyorum.. Pozitif Özellikleri -Hava Topu Hakimiyeti ve Fizik gücü -Yüksek son vuruş becerisi -Topsuz oyundaki etkinliği Negatif Özellikleri -Düşük top tekniği ve çalım becerisi

Nicklas Helenius


 

Takımı : Aalborg (Danimarka Super Liga) 
Uyruk : Danimarka 
Yaş : 21 
Mevki : Santrafor 
Tahmini Değer : 2-3 Milyon € 

 1.95 boyundaki Helenius'un önümüzdeki 6-7 seneye damga vuracak bir santrafor olacağını düşünüyorum.. Bu sene 32 maçta 14 gol, 8 asistle oynayan oyuncu, uzun boyuna rağmen bir pivot santrafor dan çok, Forvetin her bölgesinde görev yapabilen Komple Bir santrafor.. Trabzonspor'un yapacağı en isabetli transfer olacağı görüşündeyim, Zira çabuk davranılmazsa her an bir avrupa kulübü kapabilir, çünkü dünya yıldızı olabilecek potansiyele sahip.. Pozitif Özellikleri -Top tekniği,iki ayağınıda etkin biçimde kullanabilmesi, -Son vuruşlardaki ustalığı -Dribbling yeteneği -Topsuz Alan oyunu -Hucum presi ve kontra atak bindirmeleri Negatif Özellikleri -Uzun boyuna rağmen çok iyi olmayan Hava Topu Hakimiyeti